Medya sektörü ekonomik olarak astronomik değerlemelere sahip, teknolojinin gelişmesi ile de lokal, bölgesel ve uluslararası uygulamaların birbirine oldukça yaklaştığı dinamizmi en yüksek alanların başında gelmektedir. İlginin ve beklentinin bu denli yüksek olduğu bir sektörde elbette hukukun uygulanması anlamında da çokça tartışma bulunmaktadır. Zira medya sektörü, niteliği itibariyle birçok hukuk alanının kapsadığı karma nitelikte bir alan olup, çeşitli cephelerden kamu hukuku ve özel hukukun kurallarını ve yaptırımlarını ihtiva etmektedir. Hukuki yönden çok cepheli olmasının yanı sıra, ülkesel ve bölgesel kuralların iç içe geçmek durumunda kalması bu sektör özelindeki hukuki değerlendirmelerin global bir bakış açısıyla yapılmasını zorunlu kılmaktadır.
Medya sektöründeki en önemli hususlardan biri hakların doğru konumlandırılması ve haklara bağlı işlemlerin hukuka uygun yürütülmesidir. Zira, hakların doğru konumlandırılamaması ve akabindeki doğru olmayan hakka dayalı işlemler nedeniyle hem hukuki hem de cezai anlamda birçok yaptırım söz konusu olabilmektedir.